‘Yokluğu bile adaletle paylaştırdığınızda insanlar katlanır da, varlığı sadece kendinizden olana akıtmaya başladığınızda ‘Cinnete Randevu’ vermişsiniz demektir.’*
O gün Hz. Ömer Şam Valisi’ne “Adaleti yık, camiyi yıkma” demedi…”Camiyi yık, adaleti yıkma” dedi. Biliyordu çünkü adalet yoksa din de yoktu…
30 Mayıs 2016 tarihi itibarıyla, MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin bazı hükümlerinin yürütmesinin, Danıştay 2. Dairesi tarafından durdurulduğu bilgisi kamuoyuna duyuruldu. Sendikamız tarafından açılan davada, konuyu değerlendiren Danıştay 2. Dairesi;
“Dört yıllık görev süresini dolduran müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının bahse konu yöneticilik görevlerini yürütmek üzere yeniden görevlendirilmeleri ile öğretmenlik görevini icra edenlerin müdür başyardımcılığı veya müdür yardımcılığı görevini yürütmek üzere görevlendirilmeleri arasında farklı usullerin belirlenmesine hukuken olanak bulunmadığını belirterek, Yönetmeliğin 24. Maddesinin 5. Fıkrasının yürütmesini durdurdu.”
**Dört yıllık görev süresini dolduran müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının görev süreleri uzatılmayacak. (Yeniden sınava girmeleri gerekecek)
Yönetmeliğin 26. Maddesinin 3. fıkrasında ise; “kurucu müdür olarak görev yapmakta oldukları eğitim kurumuna, bu kuruma müdür normunun verildiği ilk dönemde müdür olarak görevlendirilme isteğinde bulunanlar ile müdürlükte dört yıllık görev süresini tamamlayanlardan hâlen müdür olarak görev yaptıkları eğitim kurumuna yeniden müdür olarak görevlendirilme isteğinde bulunanlara, söz konusu eğitim kurumları ile sınırlı olmak üzere 8 puan daha ilave edileceğinin düzenlendiği,
Bu durumun, okul/kurum müdürü olarak görevlendirilme talebinde bulunanların, daha önce yapmış oldukları öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinin her bir yılına karşılık olarak alacakları puanlar dikkate alındığında; Yönetmeliğin 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bazı müdürlere ilave 8 puan daha verilmesinin, diğer adayların bahse konu okul/eğitim kurumlarında müdür olarak görev yapmalarını olanaksız hale getireceğini belirterek, Yönetmeliğin 26. maddesinin 3. Fıkrasının da yürütmesini durdurdu.”
**Kurucu müdür olarak görev yapmakta oldukları eğitim kurumuna bu kuruma müdür normunun verildiği ilk dönemde müdür olarak görevlendirilme isteğinde bulunanlar ile müdürlükte dört yıllık görev süresini tamamlayanlardan hâlen müdür olarak görev yaptıkları eğitim kurumuna yeniden müdür olarak görevlendirilme isteğinde bulunanlara ilave puan verilmeyecek.
MEB’de Şimdide Müfettişler Kıskaca Alındı
MEB’de 2014 yılından itibaren had safhaya çıkan adaletsizlikler ve hak gaspları artarak devam etmektedir. Bakanlığa çöreklenmiş paralel bir çete, hak-hukuk tanımamazlığa ve hukuku ayaklar altına alma çabalarına her gün bir yenisini daha ekliyor. Bu paralel çetenin eğitim camiasına reva gördüğü usulsüzlük ve zulümleri önlemesi gerekenler suspus olmuş, varlıklarıyla bu zulüm ve entrikaların devamına zemin hazırlamaktadır.
Hukukun tanınmadığı, her türlü hukuksuzluğun el üstünde tutulduğu ve hatta teşvik edildiği bir düzende hukukun üstünlüğünden bahsedilemez. İktidar ayyuka çıkan çığlıkları duymazlıktan gelmekte, muhalefet de yakalandığı derin uykudan bir türlü uyanmamaktadır.
MEB’de ve Yurt-Kur’da farklı düşünce yapısına ve sendika üyeliğine sahip yönetici ve yönetici yardımcısı olarak hiç kimse bırakılmayarak, bütün yöneticiler paralel sarı sendikadan oluşturulmuş durumdadır. Yapılan bütün atamalar, sonucu önceden belli olan mülakatla yapılmaktadır. Fırsat eşitliğinin olmadığı, hiçbir hakkın gözetilmediği, paralel sarı sendikanın üyesi olmanın dışında bir ölçütün bulunmadığı bir saadet zinciri kurulmuş ve bu saadet zincirinin mensupları ahlaki değerlere, hukuka ve adalete kafa tutmaya devam etmektedir.
MEB’de ve Yurt-Kur’daki müdür ve müdür yardımcılarının hak gaspından sonra, sıranın maarif müfettişlerine geldiği basında yer alan haberlerden anlaşılmaktadır. Haberlere göre; MEB, hazırladığı kanun taslağı ile okulları ve yurtları denetleyen bütün maarif müfettişlerini görevden almayı planlıyor. Haziran ayı içerisinde Meclis'e getirilmesi planlanan kanun taslağı ile Milli Eğitim Müfettişlerinin "Eğitim Uzmanı" olarak istihdam edilmesi ön görülüyor. Kanun taslağına göre eğitim uzmanı kadrosuna çekilecek Maarif Müfettişlerinin çok az bir kısmı mülakatla bir yıl içerisinde Teftiş Kurulu başkanlığında görevlendirilmesi düşünülmektedir. Bu yeni düzenleme ile müfettişlerin soruşturma ve inceleme yetkileri de ortadan kaldırılacaktır. MEB, soruşturma ve incelemeleri mülakatla atadığı okul müdürlerine vermeyi hedeflemektedir.
Maarif müfettişliğinin kaldırılması, denetimin kaldırılması anlamına gelmektedir. Denetimi yapılmayan kurumların Ali Baba’nın Çiftliği’ne dönmesi kaçınılmazdır.
Birileri sendikacılığı ve sendikal hizmeti, sadece ve ancak sayısal “ÇOĞALMA” olarak görse de biz; onur, haysiyet ve Hakk’ı Tutup Kaldırma mücadelemizle var olmaya devam edeceğiz.
Bilinmelidir ki, İnsanların kendinden olana yakıştırdığı, başkasına adaletsizlik karşısında ses çıkarmadığı, şahsi ve sendikal odaklı çıkar ilişkilerinin her değerin üzerinde yer aldığı bir süreci yaşamaktayız.
Havamız, denizimiz, nehirlerimiz, ormanlarımız kirlenirken, artık onlardan da kötüsü, nesillerin geleceğini tehlikeye düşürecek, millet vasfını zedeleyecek ve dindarlığın itibarını düşürecek uygulamalar manevi dünyamızı kirletiyor. Bu tehlikeye karşı tavır koyması gereken aydınlar, akademisyenler, STK’lar, öğretmenler, din adamları büyük oranda ‘kirli bir suskunluk’ , hatta ‘tasdik’ içindedir.
Dindarlığın yeniden itibara kavuştuğu, maddenin mana karşısında haddini bildiği, adaleti bizzat “adaletsizlikler” den dem vuran mağdurların taciz etmediği, bizden olanın ‘dokunulmaz ve üstün’, bizim gibi düşünmeyenin ise ‘her türlü cezaya müstahak’ varlıklar olarak kabul edilmediği, yandaşlığın ‘ehliyet ve liyakat’ e tercih edilmediği, “Çalıyor ama çalışıyor”, “Onlar yerken iyiydi, birazda bizimkiler yesin” şeklindeki cümlelerin kurulmadığı bir Türkiye dileğiyle…(*)
İsrafil BAYRAK
Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı
* İtikatta İslamcı Amelde Tokatçı/Servet AVCI/Doğu Kütüphanesi