Yönetici atama mülakatları sonuçlandı. Gelen bilgilere göre, yine mülakat çeteleri işbaşında. Türk Eğitim Sen olarak, bu çetelerin üzerine gitmekten bir an olsun geri durmadık, bize gelen tüm bilgi ve belgeleri ilgili makamlara ulaştırdık, idari ceza alan da, hapis cezası alan da var. Bunlara rağmen, bu çeteler kendilerini o makamlara getirdiğini düşündükleri, SENDİKAMSI YANDAŞ PARALEL ÇETENİN talimatı ile hareket etmeyi, bugün menfaatlerine daha uygun görmektedir. Burada en büyük problem, MEB merkez teşkilatının neredeyse tüm taşra teşkilatlarını, bu SENDİKAMSI YANDAŞ PARALEL ÇETENİN vicdanına bırakmış bir görüntü içinde olmasıdır. Eski Bakan Nabi Avcı, yaşananları seyretmekten başka hiçbir şey yapmamış, hak gasplarını, hukuk ihlallerini görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Bu SENDİKAMSI YANDAŞ PARALEL ÇETENİN şerrinden korkan MEB’in üst düzey birçok bürokratı da, üç maymunu oynamayı koltuklarını korumanın tek yolu olarak görmüşlerdir.
Mülakatların nasıl yapıldığını bilmeyen tek bir kişi dahi olduğunu düşünmüyorum. Mülakat çeteleri daha önce hazırlanmış listeler üzerinden puan vermekle görevlendirilmişleridir. Bunun, bu şekilde olduğunu defalarca ispatladık, en son örneği Muğla’nın Seydikemer ilçesinde ortaya çıkmış, listeyi hazırlayan tetikçi şube müdürü açığa alınmıştı. Tetikçiliğe soyunanlar, anlaşılan, hayatlarını bu iktidarla sınırlı olarak görmekte ve her türlü tetikçiliği yapmaya hazır olduklarını açıkça beyan etmektedirler.
En büyük problemlerden biri de, müdür olmayı, adam olmaya tercih eden insanların varlığıdır. Bu türler olduğu sürece, yaşanan haksızlıkları engellemek, şuan için, mümkün görünmemektedir. Sadece ben kazanayım, ben yaşayayım diğerleri ne olursa olsun mantığı ile, hakkı, adaleti, kul hakkını önemsemeyen bunca insana rağmen doğruyu yapmak kolay olmayacaktır.
Üzüntü verici olan, kokuşmuşluğa teslim olmayı bir marifet sayan, bu insanların, hepsinin, mürekkep yalamış, belli bir kültürel seviyede olmasıdır. Bunlar, adeta açık pazar emtiası haline gelirken, en büyük kaygımızın, “ülke geleceğini kimlerle inşa edeceğiz” sorgulaması olması gerekir. SENDİKAMSI YANDAŞ PARALEL ÇETENİN temsilcisinin, ‘medeniyet davamız’ sözünden anlamamız gereken, insanı, inançlarını yok etmek üzerine oluşturulmuş bu kokuşmuş düzen midir? ‘Biz, insanlığı kavuran ateşe su taşımakla mükellefiz’ sözü de olsa olsa, makam ateşi ile yananların, ateşini söndürme çabası olsa gerektir.
Evet, müdür olmayı adam olmaya tercih edenlerin sayısı arttıkça, ülke ve milletimizin geleceği adına kaygılarımız da artmalıdır. Allah’a binlerce şükürler olsun ki, hala adam olmayı hayatının merkezine koymuş, gerçek medeniyet davasının yüzbinlerce taraftarı var. Güvencemiz onların varlığıdır, kokuşmuşluğun esiri olanlardan bir halt olmaz. Onlar olsa olsa açık pazarın orta malıdır.