Basında yer alan haberlere göre, Milli Eğitim Bakanlığı, il milli eğitim müdürlüklerinden gelen uyarılar üzerine 4+4+4 sisteminde revizyona gidiyor. Düzenleme, özellikle 1. sınıfa başlayan 60-66 aylık çocuklarla ilgili olacak. Bakanlıkta oluşturulacak komisyon bu konuda çalışacak.
Bu uygulamayla ilgili sene başında yaptığımız basın açıklamasında, “Gelişim dönemi açısından henüz oyun çağında bulunan 60-66 aylık çocuğun okul öncesi eğitim almadan ilkokul disiplinine girmesi, onun ruhsal, duygusal ve bilişsel gelişimini sekteye uğratarak yıllarca sürecek olan akademik hayatı açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır..” demiştik ve “60 ayını bitirmiş bir çocuğu okula başlatmanız halinde, 40 dakika ders dinleyebileceğini düşünüyor musunuz?” diye sormuştuk.
Vatan Gazetesi’nin 1 Temmuz 2013 tarihli haberinde yer alan anket sonuçlarından öğreniyoruz ki, geçen yıl 1. sınıfa kaydolan 60-66 aylık çocuklar;
*Okula uyum sağlayamamış,
*Dinleme ve dikkat bozukluğu yaşamış,
*Okumayı öğrenmede arkadaşlarından çok geri kalmış,
* Birçok okulda 50 kişilik sınıflarda eğitim görmüş,
* Yüzde 67’si en az bir defa altına kaçırmış…
Ortaya çıkan sıkıntılarla ilgili MEB’in kurduğu komisyon gelecek öğretim yılı için şu önerilerde bulunuyor: 20’şer dakikalık derslerin yapılması, sınıfta esnek eğitim, 60-70 aylık çocukların ayrı sınıflarda toplanması, derslik ihtiyacının giderilmesi, sınıfların bölünmesi..
Dersliğin vardı da sınıfları bölmedin mi? 50 kişilik sınıflarda esnek eğitim nasıl yapılır? 60-70 aylık çocukları harcadıktan sonra mı aklın başına geldi? Harcanan 10 binlerce çocuğun vebali kime aittir? Bakanlığa mı, eğitimle ilgili olmadıkları halde 4+4+4 yasa teklifini getiren milletvekillerine mi, yoksa bu sistemi hararetle savunup bütün öngörüleri tersine çıkan sözde sendikaya mı?
Oysa yasa teklif edildiğinde, yukarıdaki ve benzeri sonuçların ortaya çıkacağı bir sır değildi.
Bu sıkıntıların tamamı daha önce sendikalar (sarı sendika hariç) eğitimciler tarafından öngörülmüş ve dile getirilmişti. Zira 4+4+4 sisteminin birçok aksaklıklara yol açacağını söylemek için uzman olmak da gerekmiyordu; her şey ortadaydı. Sadece taşeron sendika ile bu sistemi zorla dayatanlar görmek istemiyordu.
Şimdi şu soruyu sormak hakkımız değil mi? 1983-1985 yıllarında uygulanan ve olumsuz sonuçlarından dolayı vazgeçilen 5 yaş uygulamasına 2012-2013 yılında yeniden dönülmesinin sebebi nedir?
Daha önemli soru şu: 60-66 aylık çocuklardaki bütün bu sorunları, okula başlama yaşını 72 aya çıkarıp çözmek varken 5 yaş uygulamasında ısrarın sebebi nedir?
Okulda Günde 8 Saat Ders Yapılabilir mi?
Öte yandan, 4+4+4 sistemine bağlı olarak yeniden düzenlenen Haftalık Ders Dağıtım Çizelgesi ile öğrencilerin altından kalkamayacağı günlük ders yükü getirildi.
Bakanlık geçtiğimiz öğretim yılında haftalık ders saatlerini kademeli olarak 5. sınıflarda 30 saatten 36, 6-8. sınıflarda 37 saate çıkardı. (Ders yılı sonunda 35’er saate düşürüldü)
Ortaöğretimde genel liselerde haftada 30 saatten 37 saate, diğerlerinde (anadolu- fen.. liseleri) 10-12. sınıflarda haftada 40 saate çıkardı. Bu uygulama her hangi bir araştırma veya bilimsel-pedagojik veriye dayanmıyordu.
İlkokul dahil ortaokul ve ortaöğretimdeki öğrenciler için haftalık ders saati yükü bu haliyle fazladır.
Okulda günde 8 saat ders yapılabileceğini düşünmek için tebeşir tozu yutmamış olmak gerekir.
Bakanlık Muhtemelen 2013-2014 öğretim yılında çocuklarımızı bir süre kobay olarak kullandıktan sonra ilk, orta ve liselerde bu ders saatlerini mutlaka azaltacaktır.
AKP döneminde 5 Milli Eğitim Bakanı değişmiş ama eğitimde yap-boz uygulaması aynen devam etmiştir. Eğitim çıkmaza sokulmuştur. Düzeleceğine dair bir belirti görülmemektedir. Sonuçta, kafa değişmedikçe bakanların değişmesinden bir şey beklememek gerektiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Nizamettin TORUN
TES Artvin Şube Başkanı