Kıymetli kamu çalışanlarımız, emeklilerimiz, değerli basın mensubu arkadaşlarımız ve saygı değer yurttaşlarımız,
Toplanma sebebimiz, malumunuz üzere ek zam talebimizde ısrar etmemizdir. Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Kamu çalışanlarının gündemini ek zam oluşturmaktadır.TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı yüzde 25’lere ulaştı. Kamu çalışanları olarak tarihimizde ilk kez aldığımız maaş zammının iki, üç katı enflasyon farkı alacağız.
Ekonomide bu sene yaşadığımız tabloyu gördüğümüzde sürecin nasıl kötü yönetildiğine şehadet edeceğiz. Bu durumun sorumlusu ise memurların temsilcisi sözde yetkili sendikadır. Yetkili sendika toplu sözleşme masasında üstlendiği ortaoyunu figüranlığında gösterdiği temsil yeteneğindeki liyakatıyla değme ortaoyunculara taş çıkarttırmıştır. Bu durum ise yetkinin ne kadar önemli olduğunu, yetkinin emin ellerde olması gerekliliğini bir kez daha acı tecrübeyle gözler önüne sermiştir.
Öte yandan bu yıl itibariyle kamu çalışanları temmuz ayında Memur-Sen’in aldığı zamdan daha fazlasını enflasyon farkından aldı.Toplamda yüzde 13 zam alındı. Enflasyon şu anda yüzde 24.5 seviyesindedir. Kamu çalışanlarına bir ek zam kaçınılmazdır. Bu sadece çalışanlar için değil aynı zamanda piyasanın canlandırılması içinde bir gerekliliktir. Kamu çalışanlarına geciktirilmeden ek zam yapılmalıdır.
Ekonomik veriler ışığında yaşanılan süreci özetleyecek olursak;
2018 ve 2019 yıllarında memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, 2017 yılının ağustos ayında gerçekleştirilmiş ve mutabakatla sonuçlanmıştır. Yetkili konfederasyon ve kamu işveren temsilcileri arasında imzalanan toplu sözleşme hükümlerine göre kamu görevlileri ile emeklilerin maaşlarına 2018 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 3,5 olmak üzere kümülatif yüzde 7,6; 2019 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 5 olmak üzere kümülatif yüzde 9,2 artış yapılması kararlaştırılmıştır. Toplu sözleşmeye göre dönemler halinde yapılan maaş zamlarının anılan dönemde gerçekleşen enflasyonun altında kalması durumunda aradaki farkın maaşlara yansıtılması hükme bağlanmıştır.
Ancak 2018 yılı başından itibaren yaşanan ekonomik gelişmeler neticesinde enflasyonda yüksek oranlı artışlar görülmüş, memur ve emeklilerin maaşları reel olarak değer kaybederken alım gücünde büyük düşüşler yaşanmıştır. Öyle ki, 2017 ve 2018 ekim ayları dikkate alındığında yıllık enflasyon yüzde 25,24; 2018 yılının ilk on ayı dikkate alındığında ise yüzde 22,5 olmuştur. Bu süre zarfında ocak ayında 2017 yılına ilişkin yüzde 1,69 ve temmuz ayında yılın ilk altı ayına ilişkin yüzde 5,15’lik enflasyon farkı da eklenerek yapılan hesaplamada memur ve emekli maaşlarının yıllık yüzde 14,8 arttığı görülmektedir. Dolayısıyla kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları, enflasyon karşısında bir yılda yüzde 10,4 değer kaybına uğramıştır. Yılın ilk on ayı itibarı ile hesaplandığında ise kamu görevlilerinin alım gücünün yüzde 9,5 düştüğü ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak geçtiğimiz yıl 5.336,22 TL olan dört kişilik ailenin aylık zorunlu harcama tutarı, bu yıl tam 854,82 TL artış göstermiş ve 6.191,04 TL’ye ulaşmışken 2.977,67 TL olan ortalama memur maaşı 441,65 TL zamlanmış ve 3.419,32 TL olmuştur. Başka bir ifadeyle enflasyon farkı ödemesi de yapılmasına rağmen maaşlardaki erime ve alım gücündeki kayıp devam etmiş ve ortalama bir memurun alım gücü, bir yıl içinde aylık 413,17 TL azalmıştır.
Değerli memur ve emekli arkadaşlarım,
Tüketici fiyatlarındaki bu yükseliş yüzde 45’e ulaşan toptan fiyatlardaki artışla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide her şey yolunda gitse bile uzunca bir süre daha fiyatların pahalanacağını, alım gücündeki düşüşün süreceğini göstermektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda 2018 yılsonu enflasyon hedefi yüzde 20,8; 2019 yılsonu hedefi ise yüzde 15,9 olarak belirlenmişken kamu görevlilerine 2018 yılının tamamı için enflasyon farkı dahil yüzde 13 maaş zammı yapılmış, 2019 yılı için ise yüzde 9,2’lik bir artış öngörülmüştür. Dolayısıyla memur maaşları resmi rakamlara göre bu yıl en az yüzde 7,8 eriyecek, 2019 yılında da hedeflenen enflasyona ulaşılsa bile, maaşlarda yüzde 6,7’lik bir reel düşüş olacaktır. Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır. Yüzde 15,9 olarak değiştirilen enflasyon hedefi dikkate alındığında 2019 yılı için memur ve emekli maaşlarına yapılması planlanan maaş zamlarının, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nda yeni hedefe göre revize edilmesi de bir gerekliliktir.
Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Bugün artık memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaşların yalnızca enflasyona endeksli olarak düzenlenmesi, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır. Bu çerçevede toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyona endeksli maaş artış tekliflerinden vaz geçilmesi, gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı, büyüme ve refah payının temel alındığı bir maaş artış sisteminin geliştirilmesi lüzumludur.
Bütün bu gerçekler ışığında; bir kez daha yinelemekte yarar görüyorum. Kamu görevlilerinin mağduriyetini gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve kamu görevlilerinin alım gücünü yükseltmek amacıyla 2019 yılı maaş artış oranlarının Yeni Ekonomi Programı’nda belirlenen hedeflere göre revize edildikten sonra memur ve emeklilere ek zam yapılması kaçınılmazdır .
Bu sebepledir ki, bizler Türkiye Kamu-Sen şubeleri olarak tüm Türkiye’de 81 ilde alanlardayız. Kamu çalışanları ve emekliler olarak hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar da mücadele edeceğiz.
Ey memur arkadaş!
Biz, işimizi yapmaya, sendikacılık yapmaya devam edeceğiz.
Türkiye Kamu-Sen olarak; ideolojimiz memurun meselesidir dedik, diyeceğiz.
Bilinsin ki biz, memurun alın terinin karşılığını istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz?
Sizleri davanıza, ideolojinize, emeğinize, ekmeğinize, alın terinize sahip çıktığınız için kutluyorum.
Bu, kutlu emek mücadelesinde bizleri yalnız bırakmadığınız için, bizimle saf tuttuğunuz için,
Davanıza sahip çıkıp adaleti ve eşitliği savunduğunuz için kutluyorum.
Bilinmelidir ki,
Haksızlık ve adaletsizlik karşısında susan sadece hakkını değil, onurunu ve haysiyetini de kaybeder.
Ben, biz, hepimiz kaybedenlerden olmayacağız. Mücadele ettikçe kazanacağız. Kazandıkça var olacağız ve birlikte Türkiye olacağız.
Ne mutlu Türküm diyene!