Dönem Dönem Eksiltilen, Yalnız Adı Milli Eğitimimiz

Dönem Dönem Eksiltilen, Yalnız Adı Milli Eğitimimiz

Logo önünde İsrafil BAYRAKTürk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı İsrafil BAYRAK’ın, 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılı 1. Yarıyılını değerlendiren basın açıklamasıdır.

Dönem Dönem Eksiltilen, Yalnız Adı Milli Eğitimimiz

2013-2014 Eğitim-Öğretim yılının ilk dönemini geride bıraktık. Bu eğitim-öğretim yılının da geçen yıllardan çok farklı olmadığına maalesef üzülerek şahit olduk. Yine kamuoyunun yakinen bildiği gibi okullarımız birçok teknik eksiklik ve aksaklıklarla ilk yarıyı tamamlamak zorunda kaldı.

Bu eksikliklerin en başında öğretmen ihtiyacı gelmektedir. Okullarımızdaki öğretmen ihtiyacını MEB’in vermiş olduğu veriler açıkça gözler önüne sermiştir. Türk Eğitim-Sen olarak, Türkiye genelinde ücretli öğretmen araştırması yaptık. 81 İl Valiliğinden Türkiye’deki ücretli öğretmen sayısına ilişkin bilgi istedik. Bu talebimize 68 İl Valiliğinden cevap geldi. 

Artvin Valiliği’nden gelen bilgiye göre ilimizde,

  • 2 Okul Öncesi Öğretmeni, 17 Sınıf Öğretmeni, 1 Zihinsel-Görme-İşitme Engelliler Öğretmeni, 26 Branş Öğretmeni toplam 46 Eğitim Fakültesi Mezunu Ücretli Öğretmen,
  • 9 Okul Öncesi Öğretmeni, 20 Sınıf Öğretmeni, 3 Zihinsel-Görme-İşitme Engelliler Öğretmeni, 45 Branş Öğretmeni toplam 77 Lisans Mezunu Ücretli Öğretmen,
  • 4 Okul Öncesi Öğretmeni, 4 Sınıf Öğretmeni, 1 Zihinsel-Görme-İşitme Engelliler Öğretmeni, 4 Branş Öğretmeni toplam 13 Ön lisans Mezunu Ücretli Öğretmen,

Olmak üzere toplam 136 ücretli öğretmen görev yapmaktır. Yine Artvin Valiliği’nin verdiği bilgiye göre ilimizde 141 norm ihtiyacıyla birlikte toplamda 277 öğretmene ihtiyaç duyulmaktadır.

Türk Eğitim-Sen Artvin Şubesi olarak Şubat Ayı Öğretmen atamasında ihtiyacımız olan 277 öğretmenin Artvin’imize atanmasını ümitle beklemekteyiz.

Öte yandan diğer İl Valiliklerinden sendikamıza gelen bilgilere göre; 68 ilde ücretli öğretmen sayısı 55 bin 987’dir. Ücretli öğretmenlerin 23 bin 117’si eğitim fakültesi mezunu, 23 bin 248’i lisans mezunu, 9 bin 622’si ön lisans (iki yıllık meslek yüksekokulu) mezunudur.

Yaptığımız araştırmaya göre, 62 ilde norm kadro ihtiyacı 93 bin 752’dir.  62 ilde norm kadro ihtiyacının branşlara göre dağılımı ise şöyledir: Norm kadro ihtiyacı okul öncesi öğretmenliğinde 3 bin 815, sınıf öğretmenliğinde 5 bin 824, zihinsel-görme-işitme engelliler sınıf öğretmenliğinde 7 bin 500, branş öğretmenliğinde 76 bin 613’tür.

Sendika olarak yaptığımız araştırmada da görüldüğü üzere, Türkiye’de ücretli öğretmenlik asıl istihdam haline dönüştürülmüştür. 68 ilde 55 bin 987 ücretli öğretmenin görev yapması büyük utançtır. Kadrolu istihdam modeli var iken; öğretmenleri güvencesiz, aylık 600-700 TL’ye mahkûm ederek çalıştırmak hak ve hukuk ile bağdaşmamaktadır.
        Milli Eğitimin hali ortadadır. Yapılan hukuksuzluklar arşı alaya varmış, hukukta hak arayanların iptal ettirdikleri davalar neredeyse odaları doldurur olmuştur. Her bakan değiştiğinde yeni bir ümit diye bekleyen eğitim çalışanları, veliler, öğrenciler her defasında hüsran yaşamışlardır. Yaşamaya da devam edeceğe benziyor.

Beceriksiz MEB yönetiminin yaptığı hataların bedelini öğrenciler ödemektedir

Bilindiği gibi 2013 SBS sonuçlarında yapılan inceleme sonucunda Almanca ve Fransızca testlerini cevaplayan 718 adayın yabancı dil testlerine ilişkin değerlendirmede yanlışlık yapıldığı tespit edilmiş; bunun üzerine MEB, sadece 718 adayın puanlarını yeniden hesaplamıştı. Konu yargıya taşınmış ve mahkeme tüm adayların puanlarının yeniden hesaplanması gerektiğine karar vermiştir. Bakanlığın bu sonucu öngörememesi ve sadece 718 adayın puanlarını yeniden hesaplaması bugün yaşadığımız kaotik duruma neden olmuştur. En acısı da Bakan Avcı’nın vicdanının rahat olduğunu söylemesidir. Tabi, mağdur olan ne de olsa onların çocukları, torunları değil. İşte bu olanların Milli Eğitim Bakanlığı Bürokratlarının ne kadar işinin ehli olduğunun kanıtı olsa gerektir! Başka bir ülkenin bakanı böyle bir durumda olsa bir saniye bile o makamda oturmazdı.

 

Türk Eğitim-Sen Artvin Şubesi olarak Artvin Çoruh Üniversitesi personelinin haklarının savunulmasına yönelik verdiğimiz haklı mücadelede haklılığımızı her ne kadar doğrudan itiraf eden olmasa da birileri dolaylı olarak haklılığımızı kamuoyunda seslendirmiştir. Bilinmelidir ki doğrular mutlaka kazanır.

 Ruhuna ‘FATİH’a Projesi

Milli eğitim bakanlığının 5 yılda tamamlamayı planladığı fatih projesinde 4 yıl geçmesinde rağmen 800 bin öğretmenimizin sadece %1,5’i 17 milyon öğrencimizin ise sadece %0,5 ‘ i tabletlerine kavuşmuştur. Proje hakkında çıkan yolsuzluk haberleride cabası. Kalan bir yıllık sürede 570 bin dersliğimiz, 800 bin öğretmenimiz ve 17 milyon öğrencimiz bu projeden nasıl faydalanacak bu proejede heba edilen milyar dolarlar kimin cebinden çıkacak?

Şimdilerde hülle yoluyla idareci atama moda,

2013 yılında yapılan idareci atamalarının mülakat kısmında vatandaşın gözünün önünde vukuu bulan olaylar adeta ahlaksızlık boyutuna varmıştır. Yandaşlık hukukunun yarattığı haksızlık, uğrayanları tarafından hukuka götürülmüş ve iptal edilmiştir. Bunun en son örneğini Sivas’ta yaşadık. Şemsettin Sungur isimli idareci adayının mülakat ve sonuçlarına yaptığı itiraz haklı bulundu. Ama durmak yok, yola devam…

Şöyle ki; MEB Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik’in Şube müdürü üstü kadrolara atama başlıklı 23. Maddesinde  “(1) İlçe millî eğitim müdürü, il millî eğitim müdür yardımcısı, il millî eğitim müdürü ve daha üst kadrolara atanacaklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinin (B) bendinde öngörülen şartlar aranır.” denilmektedir. Tanımlar başlıklı maddede yönetici olarak sayılan kadrolardan sadece şube müdürlüğü için sınav şartı aranırken 23. Madde ile şube müdürlüğü üstü kadrolar için atamalarda sadece 657 sayılı yasanın 38. Maddesinde aranılan genel şartlar aranarak idareye sınırsız takdir bir yetkisi bırakılmıştır.

Yönetmeliğin Hizmet Grupları Arasında Geçişler başlıklı 22/a. Maddesinde “Aynı hizmet grubunun alt görev grubunun içinde yer alan aynı düzeydeki görevlerden bu görev grubu içindeki üst bentlerde yer alan görevlere sınavla; aynı veya daha alt bentlerde sayılan görevlere ise bu görev için aranan şartları taşımak kaydıyla sınavsız atama yapılabilir.” Denilerek, şube müdürlüğü için aranılan sınav şartı bertaraf edilerek hülle yoluyla yandaşlarını idareci olarak atamanın yolunu açmışlardır.

17 Aralık operasyonu, paralel devlet tartışmaları, HSYK düzenlemesi, emniyet ve yargıda ki atamalar, fişleme olayları vs. eğitimimiz, maalesef kulağının üstüne yatanların vicdanına mahkûm edilmiştir.

Ekonomik anlamda dar boğaza mahkûm edilen kamu çalışanlarına 2014 yılı için 123 TL, 2015 yılı için yüzde 3+3 gibi komik zam reva görülmüştür. Üstelik 2014 yılında memurlar enflasyon farkı da alamayacak, öğretmenlerin ek derslerine zam yapılmayacak, tazminatlar artırılmayacak, aile ve çocuk yardımı yerinde sayacaktır. Yolsuzlukların ayyuka çıktığı, olağan dışı gelişmelerin yaşandığı, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybettiği bugünlerde ekonomik kriz etkisini giderek hissettirmektedir. Kimileri ayakkabı kutularına milyon dolarlar yığarken; kamu çalışanlarına 3+3 zam, asgari ücretliye “800 TL de büyük para,” idare etmesini bilin denmektedir. Ayrıca 2014 yılı için öğretmenlerimize 75 + 75 TL’lik bir iyileştirmeyle Paralel Sendikanın yerlerde sürünen itibarını kurtarma tamtamları çalınmıştır. Ancak bu miktarın öğretmenlerimizin ekonomik sorunlarını çözmekten uzak olduğu su götürmez bir gerçektir. 666 KHK ile 1500 TL’ye varan ek ödemeler söz konusu iken ve iki yıla yakındır öğretmenlerin uğradığı kayıplar göz önüne alındığında 75+75 TL’nin delik ceplere faydası olmadığı anlaşılacaktır

Devlet Memurluğu güvencemiz kumpasla alınmak mı isteniyor?

MEB’in öğretmenleri 657 Sayılı DMK’nın dışına çıkarmak için çalışma başlattığını, buna göre öğretmenliğe başlayanların ilk bir yıl kadrosuz çalışacaklarını, bir yılsonunda idare çalışmak istemezse, öğretmenlerin görevlerine son verebileceklerini genel merkezimiz kamuoyuna açıklamıştı.

Konuyla ilgili olarak bugüne kadar MEB’den en küçük bir açıklama yapılmamıştır. MEB’in bu sessizliğini hayra yoramıyoruz. MEB öğretmenlere kumpas mı hazırlıyor? Burnumuza kumpas kokuları gelmektedir.

Şimdilik Öğrenci Andı kaldırıldı, …

Bu eğitim-öğretim yılının 1. yarısına damgasını vuran bir diğer konuda 1933 yılından beri okutulan Öğrenci Andı’nın kaldırılmasıdır. Bebek katili, eli kanlı terör örgütünü meşrulaştırma anlamına gelen sözde demokratikleşme paketi ile birlikte Öğrenci Andı kaldırılmış; q, w, x harflerinin kullanımının önündeki engeller kaldırılmıştır. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılmıştır. Yıllardır bölücü çevrelerin hayalini bile kurmakta zorlandığı talepleri hayata geçiren yürütme erki, ne yazık ki ırkçı ve ayrılıkçı anlayışın ekmeğine yağ sürmüştür.

Mevzu bahis eğitim çalışanlarını fişlemek, yandaş kayırmak, torpil, eğitim çalışanlarının haklarını budamak, hak ve hukuk yemek olunca son derece başarılı olanlar; eğitimin ve eğitimcilerin sorunlarını çözmede en ufak bir başarı gösterememektedir.

Şair diyor ki,

“Ve İsmail şarap renkli gözlerini kısarak 
can dedi…
Her yana kuyruksallayan köpeklere bakarak
Salih uyan dedi…

Bilesin ki hiç bir savaşın galibi yoktur
Serhatte çarpışan yeniçerinin hakkını yer sarayda yağcılar
Ve dahi ürekten cem tutanı, can olanı
Satar can olmayanlar.
……………………………………..
Salih dünya yalakalar dünyası
Yalayarak gerçekleşir rüyası
Karanlıkta kalır yiğit hülyası

Bilmem insanların merdi nerede….”

Türk Eğitim-Sen Artvin Şubesi olarak bizde diyoruz ki;

Kavgamız inancımızın ve imanımızın düşmanlarıyla olacaktır. Cahillikten, yobazlıktan, zalimlere itaate şartlanmış kölelik anlayışından, taklide meyletmekten kutsal idealleri dünyevi menfaatler için pazarlamaktan geçen yollar bizim yolumuz olmayacaktır.

Kamuoyuna saygıyla…

 

  İsrafil BAYRAK

Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir