Birileri mesaj gönderiyor; “söyleyin O’na ayağını denk alsın” türünden sözler iletiliyor… Akılları sıra tehdit edip sindirecekler. “Demirden korkan trene binmez”, “kargadan korkan darı ekmez” gibi güzel sözler var bu tehditlere karşılık söyleyebileceğim. Bu türden tehdit tipi sözler bazı aracılar vasıtasıyla tarafıma iletildiğinde, kendi kendime “yuh olsun sana!” dedim. Niye mi? Demek ki bu basit tehdit türündeki cümleler ile beni sindirebileceklerini sanmışlar. Bu kadar mı ucuz adamım ben? Üç beş kuru tehdit cümlesiyle mi sindirebileceklerini sanıyorlar? Hiç olmazsa şöyle tetikçi falan tutup ayağıma bir iki sıktırsaydınız, ya da bir iki adam tutup kafamı gözümü kırdırsaydınız… Böylece yaptığımız mücadeleden ötürü beni de onure etmiş olurdunuz…
Konuya balıklama girdim. Merak etmişsinizdir mutlaka; kim, neden tehdit ediyor beni? Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Artvin’de parladıkça, gücüne güç, hızına hız kattıkça bu durum bazılarını da rahatsız ediyor doğal olarak… O bazılarının çevirdikleri fırıldaklara, yaptıkları usulsüzlüklere göz yummadığımız ve yummayacağımızdan dolayı da “nasihat” süsü verilmiş “tehdit”ler geliyor alttan alttan… Tehditler, zaman zaman kuyu kazmaya, açık aramaya, arkadan vurmaya kadar gidebilecek bir sürecin ilk halkası tahmin edebileceğiniz gibi. Bundan önce de olmuştu. Başka arkadaşlarıma da gelmişti bu “nasihat” içeren gizli “tehdit”ler. Yine de gelecektir.
Bizimki ufak işler tabi. Arkadan kurulan tuzaklar, örgütlü hileler, örülen çoraplar, bunlar biraz hafif kalıyor: Brezilya dizisi ayarında. Esas kallavi “ayağını denk alsın” tehditlerini Yeşilçam’dan hatırlarsınız. Kavgalı, vurdulu kırdılı sahneler vardı. Ama sonunda hep tehdit eden taraf nedense kaybediyordu. Kaderin bir cilvesi mi diyelim, yoksa İlâhi adalet mi diyelim? Sonucuna verilecek isme varın siz karar verin ama tehdit, yapanın yanına kâr kalmıyor. Tehditte bulunan, bir şekilde mutlaka o laflarını yemek zorunda kalıyor. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim bizim başucu rehberimiz. Hemen konuyla ilgili Enfâl Suresi’nin 30. ayetini mealen (Diyanet İşleri) aktarmak istiyorum: “İnkar edenler, seni bağlayıp bir yere kapamak veya öldürmek, ya da sürmek için düzen kuruyorlardı. Onlar düzen kurarken, Allah da düzenlerini bozuyordu. Allah düzen yapanların en iyisidir.”
Sözü uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Bizim için türlü tuzaklar, hileler kuranlar, tehditler savuranlar, bu son yazdıklarım sizin içindir; iyi okuyun. Bizim, sizin yaslandığınız gibi çeşitli güç odaklarımız, destek alabileceğimiz siyasi ya da bürokratik ağa babalarımız yok. Ama mutlak güç ve irade sahibi Rabbimiz Allah bize yeter… Ayağımı denk almıyorum. Siz bu yeni dünya düzeninde makam, mevki, saltanat sahibi iseniz ya da saltanatın zirvesi ve timsali Firavun iseniz, biz de arkadaşlarımla birlikte Musa’nız olmaya geliyoruz. Allah’ın izniyle sizin tehditleriniz de kendi başınıza dönecek haberiniz ola…