Türk Eğitim-Sen Artvin Şube başkanı Nizamettin TORUN’un 2012-2013 ders yılının sona ermesi dolayısıyla yaptığı basın açıklaması:
2012-2013 ders yılı sona erdi. Eğitim çalışanları bu öğretim yılına büyük sıkıntılarla başladı ve benzer sıkıntılarla ders yılını bitirdi. Dinçer’in işkenceyi andıran uygulamalarına maruz kalan eğitim çalışanları, Sayın Nabi AVCI’nın bakanlığa atanmasıyla beklenti içine girdiler. Ancak, yeni bakan 5 aydır ortalıkta görünmedi, bu süre içinde sorunları çözmeyi değil, ertelemeyi tercih etti.
SÖZLÜ SINAV YANDAŞ YÖNETİCİ ATAMANIN YASAL KILIFIDIR.
Sayın AVCI’nın ilk icraatı, atamaya “sözlü” kriterini getiren yönetici atama yönetmeliğini çıkarmak oldu. Aslında, 2009 tarihli yönetmelikten bir şikayet yokken böyle bir yönetmeliğin çıkarılması, yandaş yönetici atamaya yasal bir kılıf hazırlamaktan başka bir şey değildi. Türk-Eğitim-Sen bu ucube yönetmeliği hemen yargıya taşımış, aynı zamanda bütün şube başkanlarıyla MEB’in önünde protesto etmiştir. MEB 5 aydır ne yönetici atayabildi, ne de yenisini hazırladı. Sayın Bakan, bakanlıkta her şey yolunda gidiyormuş gibi kenara çekilip izledi.
OKUL DÖNÜŞÜMLERİ HALA TAMAMLANAMADI
Okul dönüşümlerinde öğretmen, veli ve öğrencilerin mağduriyetleri devam etmektedir. Bu konuda ilimizde de sorunlara çözüm yerine, sorunları erteleme yönünde hareket edilmektedir. Bir yıldır, öğretmen arkadaşlarımız norm kadro fazlası olma endişesi ile görev yapmaktadır. Dönüşü tamamlanamadığı için birçok okulun yönetici norm kadroları da belirlenememiştir.
ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVLENDİRMELERİ İLE ARTVİN İL MEM HUKUKSUZLUĞUN ZİRVESİNE ULAŞMIŞTIR
11 yıldır şube müdürlüğü sınavları yapılmamakta, herhangi bir kriter ve liyakat ilkesi gözetilmeden görevlendirmeler yapılmaktadır. Ayrıca, 2008 yılına kadar yapılan sınavsız, asaleten şube müdürlüğü atamalarını da Danıştay iptal etmiştir.
2013 yılında boş şube müdürü kadro sayısı 1883’e ulaşmıştır. İptal edilen Genelgeye rağmen birçok ilde, bu arada Artvin’de herhangi bir duyuru yapılmadan, el altından dilekçeler alınarak geçici 11 şube müdürü görevlendirmesi yapılmıştır. Yandaş kayırmada Artvin, Bakanlığın yüz akı (!) sayılır. Bu konuda Sayın Yanmaz, önceki milli eğitim müdürlerinden geri kalmayacağını ispatlamıştır.
Artvin’de şube müdürlüğü görevlendirmeleri yandaş için sadece sınavsız yükselmenin bir aracı değil, aynı zamanda rotasyondan muaf tutulmanın sihirli bir formülü olarak kullanılmaktadır.
Türk Eğitim-Sen olarak, ildeki bu görevlendirmelerinin iptal edilmesini, duyuru yapılarak liyakati esas alan görevlendirmelerin yapmasını talep ediyoruz.
SINAVLA KADROYA GEÇENLER CEZALANDIRILDI
Öte yandan sözleşmeli öğretmen iken KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu öğretmenliğe atananlar, 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile verilen haklardan yararlanamamışlardır. Adeta sınavı kazanarak atanan öğretmenlerimiz cezalandırılmış, özlük ve mali hakları iade edilmemiştir. Sadece ilimizde bu konuyla ilgili birçok dava açarak üyelerimiz lehinde sonuçlar almış bulunuyoruz.
ÖZÜR GRUBU TAYİNLERİ YILDA İKİ DEFA YAPILMALIDIR.
Bilindiği gibi özür grubu tayinleri eski Bakan Dinçer döneminde yılda bir defaya düşürülmüş ve öğrenim özrü de özür grubundan çıkarılmıştı. Aile bütünlüğünün korunması anayasal bir haktır. Bu manada özür grubu tayinleri yılda iki kereye çıkarmalı ve il/ilçe emri geri getirilmelidir. Ailesinden uzak, aklı fikri eşinde, çocuklarında olan ve bu nedenle derslerine motivasyonda sıkıntı yaşayan öğretmenler ile eğitimin bir yere gidemeyeceğinin artık farkına varılmalıdır.
Sendikamızın öğrenim özrü ile ilgili verdiği hukuki mücadele sonuç vermiş, MEB, 2013 yılında özür durumuna bağlı yer değiştirmelerde, yargı kararı doğrultusunda öğrenim özrüne de yer verileceğini açıklamıştır.
FATİH PROJESİ TARTIŞMAYA AÇIK BİR PROJEDİR
Eğitime katkısı, kullanımı, Türkiye’ye maliyeti ve rant yönüyle tartışılmaktadır. 6 milyar dolar harcanan bilişim teknoloji sınıflarının daha sonra, teknolojik çöplüğe dönüştüğünü bilenler tabletlerin akıbeti konusunda haklı olarak endişe etmektedir.
Artvin’de sadece, Fen Lisesi ve K.Karabekir Anadolu Lisesi öğrencilerine 280 tablet dağıtılmıştır.
DERSHANELER EĞİTİMİN BİR PARÇASI OLMAYA DEVAM EDİYOR
AKP iktidarında 5 Milli Eğitim Bakanı değişmiştir. Her gelen yeni bakan bir öncekinin uygulamalarını ortadan kaldırmış, kendi projeleriyle kendisinden sonra gelen bakana yeni sorunlar devrederek sahneden çekilmiştir. Hüseyin Çelik’ten bu yana, dershaneleri kaldırma yönündeki kararlar, daima dershanelerin katlanarak büyümesi ile sonuçlanmıştır.
İnsan yetiştirme düzeni bozuk olan bir ülkede hiçbir şey düzenli değildir. Çocuklarımızı bu anlamsız test öğretiminden kurtarmak zorundayız. Bugün eğitimde başarı, daha fazla test çözmek anlamına gelmektedir. Okuduğunu anlamayan, soru soramayan, sanata, spora uzak, hayal kuramayan çocukları, gençleri yetiştiriyoruz. Üniversiteyi ve daha sonra KPSS’yı kazandığında bütün heyecanı sönen bir gençlik yetiştiriyoruz.
HAFTALIK DERS SAAT SAYISI DAHA AŞAĞI DÜŞÜRÜLMELİDİR
4+4+4 sisteminin akla, bilime aykırı uygulamalarının bir kısmı, daha yasalaşırken değiştirilmişti. Haftalık ders saati sayısı tüm ortaokul sınıflarında 35’e indirilmiştir. Ayrıca, tüm ortaokul sınıflarında haftalık 8 saat olan seçmeli ders sayısı 6 saate düşürülmüştür. İlkokul ve ortaokullarda haftalık ders saatlerinin (seçmeli değil) daha fazla düşürülmesi, liselerde de aynı yönde değişiklik yapılması kaçınılmazdır.
YARDIMCI HİZMETLER SINIFI İHMAL EDİLİYOR
Görevde Yükselme Sınavı hala yapılmadı. Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların görev tanımı yoktur. Bu insanlar angarya işlerde çalıştırılmaktadır, çalışma saatleri esnektir. Bazı okullarda hizmetli personel sayısı ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Genel İdari Hizmetleri, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler sınıfında görev yapanların Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği yoktur. Dolayısıyla özürleri bile olsa bu talepleri reddedilmektedir. Ve bu sorunları çözmede bakanlığın isteksiz davranması anlaşılır değildir.
Sonuç olarak;
Eğitimimin en önemli bileşeni öğretmendir. Öğretmeni ihmal ederek eğitimde başarı sağlamak mümkün değildir. Hükümet üyeleri tarafından devamlı aşağılanmış, bir takım özlük hakları elinden alınmış ve neredeyse en az maaş alan kamu çalışanı durumuna düşürülmüş öğretmenlerle ülkenin eğitim davası kazanılamaz.
Okulların ihtiyacı karşılanarak, okul yöneticileri zor duruma düşürülmemelidir.
Okul dönüşümleri (ilkokul, ortaokul, ÇPL, Genel Liseler) bir an önce tamamlanmalıdır.
Öğrencilerimize, özellikle sınav yorgunu düşen öğrencilerimize, bütün olumsuzluklara rağmen üstün özveri örneği öğretmenlerimize şimdiden iyi bir tatil diliyoruz.
Nizamettin TORUN
Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı
