Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanlığı, Artvin´de Milli Eğitimin durumunu hazırlamış olduğu raporla gözler önüne serdi. Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Nizamettin Torun imzalı olarak yayınlanan raporda şu tespitlere yer verildi:
Günümüzde eğitim milletler için vazgeçilmez, ihmal edilemez bir öneme sahiptir. Milletleri millet yapan milli kültürün nesilden nesle aktarılması, içselleştirilmesi eğitim sayesinde mümkündür. Ayrıca evrensel değerlerin tanıtılması ve benimsetilmesinde eğitimin rolü büyüktür.
Türkiye’de Artvin, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitime önem veren, okur-yazar ve eğitim seviyesinin yüksek olduğu bir il olarak tanınır. Ancak, son yıllarda üniversite sınavlarındaki başarısız sonuçlar (Artvin’in YGS 2010 sonuçlarına göre 78 sırada olması ), ilimizin yukarıda çizdiğimiz görünüşüne uymamaktadır.
ARTVİN’DEKİ, OKUL VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI
İlimizde 1 fen lisesi, 4 Anadolu lisesi, 3 Anadolu öğretmen lisesi, 3 teknik endüstri meslek lisesi, 2 Kız meslek lisesi, 2 sağlık meslek lisesi, 2 ticaret meslek lisesi, 5 imam-hatip lisesi, 5 çok programlı lise, 5 lise, 8 anaokulu, 8 yatılı ilköğretim bölge okulu (YİBO), 77 ilköğretim okulu, 44 birleştirilmiş sınıf ilköğretim okulu (BSİO), 8 halk eğitim merkezi akşam sanat okulu (H.E.M), 2 mesleki eğitim merkezi, 1 Rehberlik ve Araştırma Merkezi, 8 öğretmenevi bulunmaktadır. 2007 yılında açılan Artvin Çoruh Üniversitesi gelişimini sürdürmektedir.
Artvin’de eğitim kademeleri içinde nicelik olarak en zayıf noktalar okul öncesi ile yükseköğretimdir. Bu iki kademe esasen Türkiye’nin sorunudur.
Artvin’de derslik başına düşen öğrenci sayısı 2009-2010 itibariyle okul öncesinde 16, ilköğretimde 17, orta öğretimde 23’tür. Bu verileri esas aldığımızda, ilimizin derslik sorunu olmadığını görüyoruz. İlimizin, derslikler gibi ders-araç-gereçleri bakımından da önemli bir sorunu bulunmamaktadır. Ancak, bu durum eğitimdeki başarıya yansımamaktadır.
Popülist politikalar sonucu il dışına göç, şehirleşme eğilimi ve hızı dikkate alınmadan 80’lı ve 90’lı yıllarda plansız, programsız bir şekilde yapılan köy okulları (lojmanlar) bugün kapatılmış durumdadır. Büyük maliyetlerle yapılan köy okulları ve lojmanları kayıp yatırımlar olmuştur.
OKUL ÖNCESİNDE DURUM…
0-6 yaş dönemini çocukların büyüme ve gelişmeleri için en önemli zaman aralığıdır. Artvin’de okul öncesi eğitimde okullaşma oranı Türkiye ortalamasının üstündedir. Anaokullarında Türkiye ortalamasının yüzde 39 olduğu düşünülürse, Artvin’deki, 3-5 yaşta yüzde 39.93, 4-5 yaşta yüzde 56’lık okullaşma oranının ümit verici olduğu söylenebilir.
Öte yandan, ilimizde kreşlerin yeterli olmadığı çalışan ebeveynlerin bu konuda sorun yaşadıkları bilinmektedir. Devletin okul öncesi eğitim imkânlarını bütün çocuklarımıza sunması gerekir. İlimizde yeterince kreş açılmalıdır. Ayrıca anaokullarında öğrencisi olan velileri büyük çoğunluğu için bu eğitimin önemli bir maddi yük getirdiği bilinmektedir. Bütün velilerin bu giderleri karşılama gücü bulunmamaktadır. Zorunlu eğitimin parasız olması gerekir. İlimizin özellikle nüfusu az olan köylerindeki okul öncesi çağ nüfusunun da bu eğitimden faydalanma yolları aranmalı ve mutlaka bulunmalıdır.
İLKÖĞRETİM, ORTAÖĞRETİMDE DURUM…
Eğitimin niceliği kadar niteliği de önemlidir. İlköğretim okullarında ve ortaöğretimde branş öğretmeni eksiği yıldan yıla artış göstermektedir. Branş dersleri genelde branş dışı öğretmenler tarafından verilmektedir.
Ortaöğretimde başarıyı olumsuz etkileyen diğer bir faktör devamsızlık konusudur. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun mazeretsiz 20 günlük devamsızlığı sonuna kadar kullandığı görülmektedir. Okula devamın sağlanmasında, velilerin belli zamanlarda uyarılması yerine, günlük telefonla uyarılması uygulamasına geçilmelidir.
2009-2010 öğretim yılında 44 okulda birleştirilmiş sınıf (BSİO) uygulaması yapılmaktadır. Artvin merkez ilçede, merkezdeki ilköğretim okuluna 10 dakikalık mesafedeki bir okulda (Seyitler Köyü) dahi BSİO uygulamasının yapıldığı yakın bir zamanda basına yansımıştır.
Sadece ulaşımın zor ve güvenli olmayan köy okullarının BSİO kapsamına alınması gerekir. Bununla beraber, 2005-2006 öğretim yılında 93 olan BSİO uygulaması kapsamındaki okul sayısı günümüzde yarı yarıya düşmüştür. Birkaç sınıfın bir arada ders yaptığı okullarda eğitimde istenen verim sağlanamamaktadır.
Birleştirilmiş sınıf uygulaması ile ilgili önerilerimiz: Bu okullara yeni atanan, ya da görevlendirilen öğretmenlere, BSİO’da çalışmış öğretmenler tarafından görevlerine başlamadan önce kurs verilmelidir. Bu okulların temizlik ve yakacak ihtiyaçları milli eğitim müdürlüklerince karşılanmalıdır.
2009-2010 öğretim yılında taşımalı okul sayısı 126’dır. Geçtiğimiz yıllara göre, kapanan okul sayısına paralel olarak taşımalı okul sayısında artış olmuştur. (2005-2006 öğretim yılında 105 okul taşımalı sisteme dahil idi). Önümüzdeki yıllarda taşımalı uygulamasının daha da yaygınlaşması beklenmektedir.
İlimizin engebeli yapısı dolayısıyla taşımalı sistemde birçok zorluklar yaşansa da, bu uygulamanın yatılı okullardan ve BSİO uygulamasından daha az mahsurlu olduğu söylenebilir. Taşımalı eğitim uygulamasında endişelerin kaynağında güvenli taşıma gelmektedir. Artvin’in arazı yapısı bu endişeyi haklı kılacak özellikleri taşımaktadır. Sorunlara rağmen taşımalı eğitimin birçok olumlu yönü de vardır. Taşımalı sistemin uygulandığı okullarda verilen yiyecekler genelde kuru gıdalar olmaktadır. Bunlara mutlaka süt ve meyve eklenmesi faydalı olacaktır.
ÖZEL ÖĞRETİMDE ÖĞRETMEN İHTİYACI BULUNUYOR
İlimizde eğitime uygun engelli sayısı 522 olup bunların 501’i eğitim görmektedir. Eğitim kurumuna kayıtlı olup devam etmeyen öğrenciler bulunmaktadır. 2010-2011 öğretim yılında zihinsel engelli sınıf öğretmenliği için 7, görme engelliler için 1 öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır. Engellilerin tamamının eğitim imkânına kavuşması ve zihinsel engelli ve görme engelli öğretmen ihtiyacının karşılanması gerekir.
İlimizdeki Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında 1070 yatılı ve 253 gündüzlü olmak üzere toplam 1323 öğrenci eğitim görmektedir. Bu okullarımızda ayrıca anasınıfları açılmıştır. Köylerimizin dışarıya göç vermesi, ayrıca taşımalı kapsamının genişlemesi sonucu bu okulların mevcudu sürekli azalmaktadır. Şubat 2006 tarihi itibariyle YİBO’larda okuyan öğrenci sayısı 1514’tür. Dört yılda bu okullarda okuyan öğrenci sayısında 191 azalma olmuştur.
Öğrenci sayısı 10’un altına düştüğü için kapatılan ve taşıma imkânı olmayan köylerde bulunan okul çağındaki çocuklar YİBO’lara gönderilmektedir. Ancak, küçük yaştaki çocukların özellikle 1,2 ve 3 sınıfa gidecek çocukların yatılı okumaları ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Okul öncesi ve 1, 2, ve 3. Sınıfa gidecek çocuklar için bir çözüm bulunması gerekmektedir.
Çok Programlı Liselerin bölümleri birer birer kapanmakta, yerine bilgisayar bölümleri açılmaktadır. Bu okullar makine enkazı durumundadır. Bilgisayar öğretmeni haricinde meslek dersi öğretmenleri bulunmamaktadır.
Ders yılı başında öğrencilere dağıtılmak üzere ders sayısı ve öğrenci sayısı kadar kitap gelmemektedir. 2010-2011 öğretim yılı Kasım itibariyle, henüz basılmamış ders kitapları bulunmaktadır. Aday olarak derse giren ya da ilk defa o dersi ücretli vermek durumunda olan öğretmeler açısından ders kitaplarının olmayışı derslerde telafisi olmayan aksamalara sebep olmaktadır. Ortaöğretim Tarih 11 sınıf kitapları İlimize okulların açıldığı tarihte geldiği halde Yusufeli Çok Programlı Lisesi öğrencilerine 26 Ekim tarihinde dağıtılabilmiştir.
KADROLAŞMADA GÖRÜLMEMİŞ UYGULAMALAR YAŞANDI
İlimizde, norm kadrosu olmayan ilçe milli eğitim müdürlüklerine, ihtiyaç olmadığı halde fazladan şube müdürleri görevlendirildi. Mevzuata ve mahkeme kararlarına rağmen vekaleten, ya da görevlendirme yoluyla ilçe milli eğitim müdürü veya diğer yönetici görevlendirmeleri yapılmıştır. MEB’in 2009 yılında çıkardığı, yönetici atama yönetmeliğine (MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik) rağmen, özellikle milli eğitim şube müdürlüklerine görevlendirmelerde yandaş kayırma usulü terk edilememiştir. Kurucu Müdürlük görevi belli sendika mensuplarına verildi.
Bir yönetici kendi doğum yerinde ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürü olamamaktadır. Bu engeli aşmak için yeni metotlar keşfedilmiştir; çapraz görevlendirmeler yapılmıştır. Bu yöneticilerin görevlendirmeleri mevzuata, Başbakanlık genelgesine aykırıdır. Ayrıca yöneticilerin geçici görev yolluk hakları doğduğundan kamu zararına yol açılmaktadır.
Yönetici atamalarında ve uzman öğretmenlikte alınan ödüllerin etkili olması ödüllendirme konusunda daha dikkatli olunmasını gerekli kılmaktadır. Göze çarpan haksızlıkların başında belli sendika mensuplarından yöneticiliği başvurma potansiyeli olanların mutlaka ödüllendirildikleri gelmektedir.
2009-2010 öğretim yılı itibariyle 1395 kadrolu 215 sözleşmeli (bu öğretim yılında 304 ) olmak üzere 1610 öğretmen görev yapmıştır. Artvin’de önceki yıllara göre öğretmen sayısının artması beklenirken tam tersi bir gelişme olmuştur. Atanmayı bekleyen 370 bin öğretmen adayı olduğu göz önüne alınırsa Türkiye’de ve ilimizde okulların öğretmen ihtiyacı olmaması gerekir. Aklımıza, “Bakanlığımız Artvin’i mi cezalandırıyor yoksa öğretmen açığı Türkiye’nin genel sorunu mu” sorusu gelmektedir.
YGS SONUÇLARI EĞİTİMDE ALARM SİNYALI VERİYOR
2010 Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarına göre, Artvin’in 81 il içerisinde 78. sırada yer aldı. Bu sonuçlar her yıl olumsuz bir seyir takip etmektedir. Bugünkü sonuç, yılların imhalı, birikimi sonucu ortaya çıkmıştır. Başarısızlık her yıl birkaç basamak yükselirken, sadece seyredilmiş, soruna çözüm bulma konusunda yasak savma kabilinden bir iki toplantı gerçekleştirilmiştir.
Artvin’in ilköğretimdeki (SBS) başarısı (43. sıra), YGS’den açık bir şekilde yüksektir. SBS (Seviye Belirleme Sınavı) ve LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı) sınavlarındaki sonuçlar, YGS’de alınan sonuçları asla mazur gösteremez.
Genelde tekrarlanan SBS’de yüksek başarı gösteren öğrencilerin eğitimlerini il dışında sürdürmeleri, öğretmen yetersizliği (özellikle branş), yeni öğretmenlerin atanması, öğretmen sirkülasyonu, asker öğretmen..Bütün bu faktörlerin başarıyı düşürdüğü bir gerçek. Fakat, Erzurum, Kars, Bayburt, Diyarbakır, Muş, Hatta İstanbul gibi illerde söylediğimiz olumsuzluklar yaşanmıyor mu?
ARTVİN ÇORUH ÜNİVERSİTESİNİN DURUMU…
Artvin Çoruh Üniversitesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nın 2009 yılı faaliyet raporuna (Nisan 2010) raporunda, “Öğrenci Kontenjanları ve Doluluk Oranları”, tablosunda ÖSS kontenjanı sonucu yerleşenlerin yüzde 81 olduğu, 269 adet boş kalan kontenjanın bulunduğu belirtilmektedir.
2009 yılı sonu itibariyle Artvin Çoruh Üniversitesi’ne tahsis edilen 481 adet akademik personel kadrosunun 91 adedi dolu, 390 adedi boş bulunmaktadır. Akademik personelin kadrolu doluluk oranına göre 4 doçent, 37 yardımcı doçent, 41 öğretim görevlisi ve 9 okutman kadrosunun dolu olduğu görülmektedir. Buna karşılık 60 profesör, 88 doçent, 81 yardımcı doçent, 119 öğretim görevlisi, 40 okutman 1 çevirici, 1 eğitim-öğretim planlamacısı kadrosu boş bulunmaktadır.
Diğer üniversitelerde üniversitemizde görevlendirilen 11 araştırma görevlisine karşılık, diğer üniversitelerden Artvin Çoruh Üniversitesi’nde görevlendirilmiş 2 profesör (orman ekonomisi ve matematik) bulunmaktadır.
Yeni kurulmakta olan üniversitelerin iki önemli sorunla karşılaştıkları bilinen bir gerçektir. Birincisi, ihtiyaçları yeterince karşılayacak miktarda ödenek, diğeri ise yeterli sayıda akademik personel… Artvin Çoruh Üniversitesi her iki sorunu da fazlasıyla yaşamaktadır.
Orta öğretim kurumlarına ait 1415 erkek ve 934 kapasiteli kız yurduna karşılık Yüksek Öğrenim öğrencilerine yönelik 626 kapasiteli yurtlar bulunmaktadır. Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlar çok yetersizdir. Özel yurtlar da ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Kiraların astronomik olması bir yana kira için ev bulunamamaktadır. İl dışından gelen öğrencilerden barınacak yer bulamadığı için öğrenimine devam edemeyenler bulunmaktadır.
Seyitler Köyü’nde yapılmakta olan 500 kapasiteli yurt yeterli olmamakla beraber önemli bir açığı kapatacaktır. Ancak bu güne kadar tamamlanmamış olması büyük bir eksikliktir. Bir an önce tamamlanıp hizmete sunulmalıdır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Öncelikle Bakanlığın Artvin’e daha fazla öğretmen kontenjanı ayırması sağlanmalıdır. Bununla beraber, Artvin’de öğretmenlerin daha uzun süre kalabilecekleri bir ortam hazırlanmalıdır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin mevcut anlayışının buna hizmet ettiği söylenemez. “Artvin’de otuz yıl görev yapsam yönetici olamam” diyerek ilimizi terk eden öğretmenler vardır.
Eğitim çalışanları ile MEB arasında ve ilimizdeki eğitim çalışanları ile milli eğitim müdürlükleri arasındaki güven sarsılmıştır. Öncelikle bu güvenin, yapılacak tarafsız uygulamalarla yeniden tesis edilmesi gerekir. Eğitim çalışanları milli eğitim müdürlüklerini farklı bir görüşün müdürlüğü olarak görmemelidir.
Önümüzdeki 2 yıl içinde genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi ve çok programlı liselerin kapatılması sürecinde bir takım problemler ortaya çıkacaktır. Anadolu liselerine kayıt yaptıramayan öğrencilerin meslek liselerin yönlendirilmesi (yüzde 52.8) söz konusudur. Hali hazırdaki ÇPL’ler meslek öğretmeni ve meslek bölümüne giden öğrencisi bulunmayan okullardır. Yeni meslek okulları açılırken bugünkü mevcut durum göz ardı edilmemelidir.
Eğitimin olmazsa olmazı öğretmendir. Öğretmeni ihmal eden bir anlayışla başarıya ulaşmak mümkün değildir. Git gide büyüyen öğretmen açığına çözüm bulunması gerekir. Bakanlık kontenjanlarına göre açık göstermek çözüm değildir. Ancak, nitelikli eğitimi, nitelikli öğretmenlerin gerçekleştirebileceği de unutulmamalıdır.
Her öğretmenin yıllık belli bir saat mesleki gelişim etkinliğine katılması zorunlu hale getirilmelidir. Hizmetiçi eğitim mevcut şekilde yapılacaksa, hiç yapılmamalıdır. Aday öğretmen ve memurların hizmetiçi eğitimi teorik bilgilerden daha çok uygulamaya yönelik olmalıdır. Memurlar için de hizmetiçi eğitim imkanı sağlanmalıdır.
Eğitim alanında faaliyet gösteren sendikalarla yapıcı diyalog kurulmalıdır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünün YGS’deki başarısızlıkla ilgili geniş katılımlı bir toplantı yapması gerekir. Artvin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bir hedef belirlemesi, takım çalışması anlayışı ile ve orta öğretim kurumları ile birlikte hedefe odaklanması gerekir. (Öncelilik İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinin takım anlayışı içinde olması gerekir ki, okullardan aynı anlayışı bekleyebilsin.)
YİBO’lara özel önem verilmeli, öğretmen ve personel ihtiyacı öncelikle karşılanmalıdır. İlk üç sınıfa kesinlikle öğrenci alınmamalıdır. Artvin’de, öğretmenlerin daha uzun süre kalabilecekleri bir ortam hazırlanmalıdır. YİBO’lara bir psikolog norm kadrosu verilmelidir.
Ödüllendirmede titiz davranılmalı ve tarafsız olunmalıdır. Öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının yaptıkları çalışmaların amirleri tarafından yeterince takdir edilmemesi, başka bir ifade ile, takdir noktasındaki isabetsizlikler öğretmeni ve eğitimi olumsuz etkilemektedir. Genelde Türkiye, özelde Artvin insan yetiştirme meselesini çözmek zorundadır. Buna mecburuz ve bunu başarabileceğimiz kanaatindeyiz.