Atatürk’ün Çanakkale’de ölen ANZAK ( A.N.Z.A.C. Avustralia and New Zeland Army Corps) askerleri için yaptığı konuşma: “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken İngiliz, Fransız, Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Mustafa Kemal Atatürk
Avustralyalı bir annenin Atatürk’e verdiği cevap:
“Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi. Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine Ata demek istiyoruz. Çünkü, yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce, ilahi. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük Ata’ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla…”
Bundan yaklaşık bir asır önce düşman olarak ülkemize gelip savaş sırasında yaşamını yitiren işgal ülkelerinin askerleri için, aynı savaşta bu askerlerle dişe diş mücadele etmiş bir komutanın engin hoşgörüsü ve o insanlara yönelik iyi niyetine bakınız. Bir de bugün, kendisine karşı yapılan protestolar sırasında polisin müdahalesi sonucunda ölen kendi ülkesinin gençlerine karşı, meydanlarda ve televizyonlarda haykıran, kin kusan dünya liderine (?) bakın… Atatürk’ün adını ölümsüz kılan işte bu üstün karakteri ve insan sevgisidir.