Milli Eğitim Bakanlığınca 10-28 Şubat 2014 tarihlerinde yapılmış olan şube müdürlüğü mülakat sonuçları açıklandı. MEB’i tanıyanlar açısından sonuçlar sürpriz olmadı.
MEB sınav komisyonu, barajın 70 olduğu mülakatta Artvin Türk Eğitim-Sen şube yöneticisine 69,40 puan vererek ne kadar adil bir sınav yaptıklarını gösterdi.
Sınavda mülakat komisyonunun arkadaşımıza sorduğu sorular şunlar: “Yargı görevini kim yapar”, “mikrobu kim buldu” ve “hangi sendikaya üyesin?
Allah’tan yargı görevini kim yapar yerine, “yürütmeyi kim yapar” sorusunu sormamışlar, yoksa sınavı ilk soruda kaybederdi!
MEB’in mülakatta çok adil davrandığı anlaşılıyor! Çok hassas bir terazi kullandıkları kesin. Acaba diyorum, şube müdürlerini belirlerken mülakatta, yandaşa duyarlı adil (!) bir terazi mi kullandı?
Yönetmelikte sadece yazılı sınav sonuçları esas alınmış olsaydı, 76 puanla Türk Eğitim-Sen yöneticisi şube müdürü olarak atanmayı hak etmiş oluyordu. Ama o zaman da, yazılı sınavda zoraki 70 puan almış olan yandaşlara yazık olacaktı!
Bu arada, daha önce basına yansıyan fişlemeleri hatırlamadan edemiyor insan…
Zira MEB on iki yıldır yandaş kayırmada denenmedik yol bırakmamıştır.
Değişen bakanlara rağmen, MEB’in hak, hukuk, liyakat ölçüsü tanımayan tutumu hep aynı kalmıştır.
Eğitimi, eğitimci olmayanların yönlendirdiği bir dönem yaşadık.
Adalet dediler, sonunda adaleti, utancından sokağa çıkamaz hale getirdiler!
Karanlık terör pazarlığında verdikleri söz uğruna Kürtçeyi eğitim diline soktular.
YÖK’ü kaldıracağız diye gelip ele geçirince zulme devam dediler.
ÖSYM’nin başına tekstil mühendisi getirip binlerce gencin hayatıyla oynadılar.
ÖSS ve SBS’yi maymuna çevirip, her sınavda bir skandal çıkardılar.
Şimdi ne yapmaya çalışıyorlar?
İstediğini göreve başlatmak,
Hiçbir güvencesi olmadan çalıştırmak,
Memurun idari yargı yolunu kapamak,
Hükümetin memuru yapmak, istediği zaman kapının önüne koymak…
İşte memuru bekleyen tehlike budur.
Bu tehlikeyi eğitim çalışanları, memurlar görmeye başlamıştır. Ve Türk Eğitim-Sen, kurulmak istenen bu zulüm düzenine geçit vermeyecektir.
Yazıma Sezayı Karakoç’un bir şiiri ile son vermek istiyorum.
“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Hâlbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
Tarihin azabından kurtulsalar Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar”
Nizamettin TORUN
TES Artvin Dis. Kur. Bşk.