Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı İsrafil BAYRAK, 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Günü münasebetiyle Artvin Öğretmenevinde gerçekleştirdikleri programda günün anlam ve önemiyle ilgili yaptığı konuşmada şu ifadelerde bulundu
.
“Geldim yine daveti visâle
Vâkıf olagör meâl-i hâle”
Saygı değer kadınlarımız, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız, Şeyh Galib’in de dediği gibi burada sizinle buluşmaya, kavuşmaya davetçi olarak geldik. Bu güzel günde sizlere verilen kıymetin büyüklüğünü anlatabilmedeki mahirliğimiz tartışılabilir. Ancak sizlerin, nazarımızdaki kıymeti harbiyenizi, bunun ne demek olduğunu anlamaya çalışınız lütfen… Bizler ki, sizlere koskoca bir devletin yönetimini verip, han diyerek ardınızdan yürüyen, vur emriyle tereddütsüz ölümlerle eğlenen bir büyük milletin bireyleriyiz. Atalarımızın ta 1400-1500 yıl öncesinden kadınlara verdiği değeri birkaç küçük misalle paylaşmak isterim:
*Bilge Kağan kitabesinde, ''Sizler Anam Katun, Büyük Annelerim, Hala ve Teyzelerim, Prenseslerim…'' sözleri ile hitabına başlamıştır.
* Eski Türk destanlarında Kadın, erkeğinin güç ve ilham kaynağı kabul edilirdi. Kadın erkeğinin her daim yanındaydı.
* Arap gezgini İbn'i Batuta şöyle der '' "Burada tuhaf bir hale şahit oldum ki o da Türkler'in kadınlarına gösterdiği hürmetti. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerinden daha üstündür."
* Kağanın buyrukları yalnız "Kağan buyuruyor ki" ifadesiyle başlamışsa geçerli kabul edilmezdi.
* Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatunda hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konulardaki görüşlerini beyan ederdi. Mesela, büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Tanrıkut Mete Han'ın Katunu imzalamıştır.
* Ebul Gazi Bahadır Han, Secere-i Terakime adlı eserinde, Oğuz ilinde, yedi kızın uzun yıllar beylik yaptığını anlatmaktadır.
Bu gerçekliği biliyor olsa gerektir ki, Büyük Önder Atatürk, Türk kadınına büyük kazanımlar sağlamıştır. Türk kadınının siyasal ve sosyal hayatta “ben de varım” diyebilmesi Atatürk sayesinde olmuştur. Medeni Kanunun kabulü ile medeni haklarına kavuşan kadınlarımıza, milletvekili seçme ve seçilme hakkı da tanınmış, kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır. Buna rağmen, Cumhuriyetin kuruluş yıllarından bugüne baktığımızda, kadınlarımız değişimin ve gelişimin öncü kuvveti, modernleşmenin mihenk taşı olarak görülse de hak ettikleri konumu hiçbir zaman alamamıştır. Cinsiyet ayrımcılığı, fiziksel ve cinsel şiddet, töre cinayetleri, yine töre kisvesi altında çocuk gelinlerin varlığına şahit olmaktayız.
Kadınların ortak mücadelelerinin sembolü olan bu özel günde ne yazık ki, Türk Kadını günlük hayatta, sivil toplum örgütlerinde, siyasette ve karar mekanizmalarında yerini istenilen düzeyde alamamıştır. Çalışma hayatında kadınların varlığı yeni yeni hissedilmektedir. Kadın yöneticilerin sayısı, erkek yöneticilere göre çok azdır. TBMM’de de kadın milletvekili sayısı yeterli değildir.
Öncelikle unutulmamalıdır ki, kadını hor gören anlayış devam ettiği sürece, toplumsal gelişim sağlanamaz. Bilinmesi gereken en önemli unsur şudur ki: bir toplumu ayakta tutan aile; aileyi ayakta tutan ise kadındır. Dolayısıyla kadın, bireylerin aileden alacakları eğitimle geleneksel aile yapımızın korunması, milli birliğimizin teminatı olan akrabalık, arkadaşlık ve komşuluk bağlarımızın kuvvetlenmesi, mutluluk ve refahımızın artması için sosyal yapı içerisinde kilit bir rol üstlenmektedir. Toplumda kadının hak ettiği yere gelmesi, ancak kadını bir meta olarak görmekten kurtulup gerçek anlamda birey olduğunu kabul ettiğimizde mümkün olacaktır.
Evde, sokakta, işyerinde kısacası her yerde “kadın” olmak bin bir zorlukla karşı karşıya kalmak olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu gerçekleri çok iyi bilen Türk Eğitim-Sen, kadın haklarına büyük bir duyarlılıkla yaklaşmaktadır. Umuyoruz ki, kadınlarımız en kısa zamanda sosyal, kültürel, siyasi hayatta tam anlamıyla yerini alır. Zira sendika olarak; cinsiyet ayrımcılığının yapılmadığı, kadınlara yönelik şiddet ve istismarın yaşanmadığı, kadınların her alanda varlığını, etkinliğini artırdığı bir toplum özlemi içindeyiz. Yaşanan acıların son bulması, kadınlarımızın toplum içinde hak ettikleri değeri ve temsil kabiliyetini elde etmeleri ve önlerine konulan bütün engelleri aşmaları temennisi ile tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.